rüyada allah ın sesini duymak diyanet
İsmailağa NET İsmailağa Video Sohbet Portalinde yayınlanan "Allâh'ın Sesini (Kelâm-ı Nefsîsini) Duymak Mümkün mü?" başlıklı içerik.
RüyadaResulullah (S.A.V.)'ın sakal-ı şeriflerinin siyah olduğunu ve beyazlık bulunmadığını gören kimse, sevinç ve büyük bir ucuzluğa kavuşur. Rüyada Resulullah (S.A.V.) sakalına aklık karıştığını görse, o kimsenin kuvvetli oluşuna ve düşmanına galip gelmesine delalet eder. Eğer Resulullah (S.A.V.
--İSMAİLAĞA NET | Yolumuz SohbetPortal: https://www.ismailaga.net/E-posta: soru@ismailaga.netFacebook-Twitter-Insagram: @ismailaganetTelefon: 0850 811 7777B
Allahın sözlerini O'nu görmeden duymak, makamın yükselmesini temsil eder. Rüyada Allah'ınn Doğrudan Kendisiyle Konuştuğunu Görmek. Rüyasında Allah'ın doğrudan kendisiyle konuştuğunu duyar ve O'na odaklanabilirse, Allah'ın rahmeti ve bereketiyle kuşatılacağına işarettir. Rüyada Cenab-ı Hakk'ı gören kimse, ahirette de
Rüyadaezan sesi duymak, manevi yaşama, kişinin arzu ve isteklerine, nefsine hakim olacağının habercisidir. İyi ahlak sahibi olmaya, hoş görü sahibi, dini inançlara olan bağlılık olarak da tabir edilir. Gönüllerde hüküm sürmeye, yapılan iyilik ve yardımlar sayesinde hayır duası almaya, yaşanılan çevrede sayılıp, sevildiğinize işaret eder. İş ve özel yaşama
nama usaha yang dilakukan seseorang dalam gambar adalah. Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada Birinin Ev Taşımasını Görmek Rüyada birinin ev taşımasını görmek ettiği dualar sayesinde kurtulacağına, allah katında da günahkâr durumuna düşeceğine, yakın bir akrabanın vesile olduğu bir arkadaşlığın evlilikle sonlanacağına, kurulan hayallerin bir bir yıkılacağına, zenginliği bulacağına, karşısına hayırlı bir kişinin çıkacağına, en yüksek makama ulaşarak itibar sahibi olacağına ve kazancının da hiç eksilmeyeceğine, tabir olur. Ayrıca rüyada birinin ev taşımasını görmek hüsrana uğratacağına, keyifleneceğine ve zevki sefa içinde olacağına, haksızlıklara da karşı geleceğine, hayır getirecek bir işe girileceğine, aksiliklerin sebep olduğu bir yanlış anlaşılmanın düzeltileceğine, sadece iş hayatı değil, yorumlanır. sıkıntılı durumların yakın zaman içinde son bulacağına tabir edilir. kendini yiyip bitireceğine delalet eder. rüyayı gören kişinin bu duruma hazırlıksız olarak yakalanıp alamet eder. kafasının sakinleşeceğine yorulur. Dini olarak rüyada birinin ev taşımasını görmek tabiri Dini olarak rüyada birinin ev taşımasını görmek girilen tüm işlerle çok ses getirileceğine, üzüntü veren bir durumun ortadan kaldırılacağına, büyük başarılar kazanılacağına, hayır getirecek ve iş dünyasında sarsılmaz bir yer edinilmesine katkı sağlayacak kişiler ile ortak olunacağına, yaşadıklarının kötü etkilerinden kurtulacağına, yakınlarının, gireceği bazı çalışmalarda çok büyük başarılar elde edeceğine, endişe duyulan konularda büyük başarılar elde edileceğine ve sorunların deyim yerindeyse tereyağından kıl çeker gibi çözüme kavuşturulacağına, delalet eder. Psikolojik olarak rüyada birinin ev taşımasını görmek yorumu Psikolojik olarak rüyada birinin ev taşımasını görmek bütün eksiklerinin ve sıkıntılarının da giderileceğine, mal mülk kazanacağına, eşler arasında büyük bir tartışma yaşanacağına, sevdiği bazı kişileri kıracağına ve bu yüzden uzun bir süre boyunca üzüntü çekeceğine, sevdiği kişiler ile güzel günler göreceğine, canlanacağına, bereketli işler yapılacağına, KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.BAKARA- 153 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ
Rüyada Hz. Muhammed’i görmek, her ne şekilde olursa olsun, rüya sahiplerinin çok iyi bir Müslüman olduğuna ve dininin emrettiği her şeyi layıkıyla yerine getirdiğine yorumlanmıştır. Bazı rüya yorumcuları, rüyasında peygamber efendimizi gören kimselerin seçilmiş kişiler olduğunu, bu rüyayı görmelerinin ardından da insanlara yol göstermeleri gerektiğini söylemişlerdir. Diyanet ve din âlimleri tarafından bu rüya için yapılmış yorum, kişilerin hanelerine girecek paranın ve malların habercisi olduğudur. Rüya sahipleri eğer, çalıştıkları süre zarfı boyunca doğru ve helalden şaşmazlarsa, çok büyük ödüllerle mükâfatlandırılacaklardır. Rüyada Peygamber Efendimizi Görmek, Sahih bir Hadis-i Şerif’te Hz. Peygamber Efendimizden “Her kim beni rüyasında görürse, o kimse açıkgöz durumda de beni görecektir. Çünkü iblis bana benzeri bir şekle benim şeklime giremez” buyurmuş olduğu bildirilmiştir. Yine bir rivayette “Her kim beni rüyasında görürse, kesinlikle o kimse, hak ve gerçek olarak beni görmüştür” buyrulmuştur. Yine Hz. Enes gelen bir rivayette “Beni rüyasında gören şahıs, elbet cehenneme girmeyecektir” buyrulmuştur. Yine diğer bir rivayette “Her kim ki, beni rüyasında görürse, o şahıs, gerçek olarak beni görmüştür. Çünkü şeytanın benim suretime şeklime girmesi muhtemel değildir.” buyrulmuştur. Rüyasında Hazret-i Muhammed Aleyhi selam’ı görmek, düş sahibi bireyin her daim durumunun iyi olacağına ve gönlünün neşeli, huzurlu ve şen olacağına işaretle yorumlanır. O mutlu kimseye bundan sonra gönül safhası bahşedilmiştir. Rüya sahibinin şayet bir üzüntüsü, kederi ve sorunu varsa yahut hapiste tutuklu şayet, tüm bunlardan kurtulacağına ve muradına ereceğine işaret olarak yorumlamışlardır yorumcular. Bazıları demiştir ki, bu rüyayı gören kimse yahut kimseler, şayet bir musibette iseler, kıtlık gibi, pahalılık gibi, bunlardan dahi kurtulurlar, fazlalık ve ucuzluk gelir ve geleceğine işaret olarak deyim edilmiştir. Eğer rüyayı gören kimse yahut kimseler, mazlum zulme ve haksızlığa uğramışlarsa, Allah’ın yardımı yetişir kurtulurlar, kurtuluşa ererler, şayet bir kaygı ve kaygı durumunda iseler, bunlardan kurtulup emniyete ve selamete ererler ve ereceklerine işaret eder bu rüyalar, biçiminde yorumlamışlardır. Şu gerçeği unutmayalım ki, rüyada Hz. Muhammed görmek, her bakımdan büyük hayır ve selametlik söylem eder. Rüyada Hz. Muhammed’e dokunmak, rüya tabircileri tarafından rüya sahiplerinin bugüne kadar hiçbir akrabasının ve tanıdığının erişemediği kadar yüksek bir makama sahip olması olarak yorumlanmıştır. Kişilerin bu konuma kadar gelişleri, ömürleri boyunca yaptıkları çalışmaların karşılığı olacaktır. Özellikle genç yaşlarında bu rüyayı gören kişiler için bu rüya çok değerli bir öğüt niteliğindedir. Kişilerin çalışmaları karşılığında istedikleri her şeyi elde edebilecekleri ve istedikleri her konumda bulunabileceklerinin işareti kabul edilmiştir. Bazı rüya tabircileri, kadın rüya sahiplerinin bu rüyayı görmesinin tüm bu uyarılara ek olarak eşlerini doğru seçmeleri gerektiğini de eklemiştir. Bilhassa okumuş ve aydın genç kız ve kadınların kocalarının eline bakmaması ve ona muhtaç olmaması için ilişki kurdukları insanlara karşı dikkatli olmaları delalet edilmiştir. Rüyada Peygamber Efendimizi Görmek Diyanet Diyanet’e göre rüyada Hz. Peygamberi görmek, rüya sahiplerinin hangi zor koşullarda yaşıyor olurlarsa olsunlar, bu sıkıntılardan çok kısa bir sürede kurtularak rahata kavuşacakları anlamına gelir. Özellikle hanesinde hasta ve haksız yere tutuklu bulunan kişilerin bu rüyayı görmeleri, üzüldükleri ve kendilerine tasa ettikleri tüm sorunların bir anda çözülecek olmasına yorumlanmıştır. Ağır hasta kimseler, Allah’ın kendilerine yazdığı ömür kadar yaşayacaklardır. Fakat özellikle genç ve bir süredir tedavi görmüş kişilerin iyileşecekleri söylenmiştir. Haksız yere hapse girmiş kişilerin ise suçsuz oldukları yakın zamanda ortaya çıkacak ve kişiler ailelerine kavuşacaklardır. Rüyada Peygamber Efendimizi Görmek İhya Rüyada Hz. Muhammed’i görmenin İhya yorumu, rüya sahiplerinin peygamber vasıflarını kazanmasına yorumlanır. Hz. Muhammed’den sonra yeryüzüne peygamber inmeyecektir ancak, kişiler bu rüyayı gördükten sonra peygamberler gibi yol gösterici, sabırlı, merhametli, güçlü ve yardımsever olacaklardır. Özellikle uzunca bir süre insanlardan uzakta yaşamış olan kişiler, bu insani özelliklerini yitirmiş olabilirler. Kendilerine yardımcı olacak biri sayesinde, insanlara ve insanların yaşamına yeniden ayak uyduracaklardır. Ayrıca, bu rüyayı görmüş kişilerin eğitimlerini hangi alanda almış olurlarsa olsunlar insanlara Kur’an-ı Kerim, din ve tasavvuf öğretebilecek kadar ilim sahibi oldukları ya da olacakları yorumu eklenmiştir. Rüyada Peygamber Efendimizin Nurunu Görmek Rüyada Hz. Muhammed’in ışığı ile aydınlandığının görülmesi, rüya sahiplerinin bugüne kadar sahip oldukları her şey için Allah’a şükür edeceklerine delalet edilmiştir. Rüya sahipleri, şükrettikleri her şeyin fazlasını kazanmaya başlayacaklardır. Ayrıca kendi kazançlarını yoksul insanlarla da paylaşmaya çalışacaklardır. Yokluğu, yokluğun ne kadar zor olduğunu bilen rüya sahiplerini, çevresinde gördüğü ve maddi durumunun yerinde olmadığını gördüğü kişilere iş ve aş verecektir. İnsanlar, rüya sahibine karşı minnet duygusu içinde olacaklardır. Her zaman Allah’a rüya sahiplerinin işlerinin doğru gitmesi için dua edeceklerdir. Birtakım din alimleri, bu rüyayı kişilerin zekalarının yüksek olmasına da yorumlamışlardır. Rüya sahipleri, kendi içlerinde bulunan cevherin farkında olmayabilir. Ancak kendi benliğini fark ederlerse, çok başarılı olma fırsatı yakalayabileceklerdir. Rüyada Peygamber Efendimizin Cenazesini Görmek Rüyada Hz. Muhammed’in na’şını görmek, genellikle rüya sahibinin tanıdığı, çok zeki ve başarılı birinin vefat edişine delalet sayılmıştır. Bu ölüm haberi, rüya sahiplerinin hiç beklemedikleri bir anda kendilerine ulaşabilir. Bazı din alimleri, kişilerin vefat haberini aldıkları kişilerin insani özelliklerinin peygamber efendimizi andırdığı yorumunda bulunmuşlardır. Bu nedenle de rüya sahiplerine böyle bir işaret verilmiştir. Rüyada Peygamber Efendimize Sarılmak Rüyada Hz. Muhammed’e sarılmanın görülmesi, rüya sahiplerinin hem maddi sıkıntılardan hem de manevi sıkıntılarından aynı anda kurtulmasına yorumlanmıştır. Eğer rüya sahipleri, şu an herhangi bir probleme sahip değilse, çok yakın bir süre içinde uzak bir akrabalarından aileleriyle ilgili kötü haberler alabilirler. Rüya sahiplerinin veya aile fertlerinin içinde bulunduğu kötü durum, uzunca bir süredir kişiden saklanıyor olabilir. Rüya tabircileri, kişilerin kendilerinden saklanan olaylara tepki göstermek yerine içinde bulundukları kötü durumdan kurtulmalarının bir yolunu bulmaları gerektiğini ve kimseye kızmamaları gerektiği yorumlarında bulunmuşlardır. Rüyada Peygamber Efendimizin Sesini Duymak Rüyada peygamberimizle konuşmak, bazı din alimleri tarafından rüya sahipleri için imkansız olarak görülen bir durumun mucize şeklinde gerçekleşmesine yorumlanmıştır. Bu mucize geç yaşta bir bebek sahibi olmak, çok yüksek bir mevkide çalışmaya başlamak ya da hiç beklenmedik bir anda kişilerin dualarının kabul olması olabilir. Bazı din alimleri, bu rüyayı görmüş kadınların bir üzüntüleri veya dertleri varsa yakın zamanda biteceğini ve kişilerin içlerinin ferahlayacağını söylemişlerdir. Bekar kimseler, bu rüyayı görüyorlarsa kendilerini çok sevecek ve bir dediğini iki etmeyecek bir eşle evleneceklerdir. Rüyada Peygamber Efendimizi Görmek Ama Yüzünü Görememek Rüyada Hz. Muhammed’in yalnızca siluetini görmek, hem din alimleri hem de rüya tabircileri tarafından kişilerin dine yönelmesine ve peygamber efendimizin sünnetlerini yapmaya özen göstermeye yorumlanmıştır. Bu rüya, kişilere Allah tarafından daha iyi bir mümin olmalarının işareti olarak da gösterilmiş olabilir. Rüya sahiplerinin eğer, son zamanlarda içleri sıkılıyorsa, kendilerini çok huzursuz hissediyorlarsa sadaka verişleri, çocuk sevindirişleri ve aç doyurmalarının bu iç sıkıntılarını söküp alacağı yorumu yapılmıştır. Ayrıca, iyilik yapan kimselerin her zaman iyilik bulacağını unutmamalı ve rüya sahiplerinin bu uyarı ile hareket etmeleri öğütlenmiştir. Rüyada Peygamber Efendimizin Öldüğünü Görmek Rüyada Hz. Peygamberin vefatını öğrenmek, çeşitli şekillerde yorumlanmıştır Din alimleri, bu rüyayı görmüş kişilerin alacakları bir haber nedeniyle günlerce ağlayacak kadar çok acılar çekeceğini ve yaşadıkları bu durum nedeniyle uzunca bir süre yüzlerini gülemeyeceği yorumunda bulunmuşlardır. Bu haber genellikle vefat haberi olsa da, bazen rüya sahiplerini üzecek çeşitli haberlerin de olabileceği söylenmiştir. Rüya tabircilerine göre ise bu rüya, kişilerin hayırlı bir kul olduğunun işareti olarak kabul edilmiş bir rüyadır. Özellikle aklında iyi bir insan olmakla, dininin gerekliliklerini yerine getirip getirememekle ilgili düşünce ve soru işaretlerine sahip kişilerin bu rüyayı görmeleri, rüya sahiplerinin yürüdükleri yolun doğru olduğunun göstergesidir. Kişiler şüpheye düşmemeli ve kendini yoracak fikirlerle çok muhatap olmamalıdır. Rüyada Hz Muhammed’i Görmek Rüyada Hz. Peygamberin varlığı, tüm din alimleri tarafından rüya sahiplerinin işleyecekleri büyük sevapların habercisi olarak yorumlanmıştır. Eğer bir kimse, rüyasında peygamber efendimizden bir şey aldığını rüyasında görüyorsa, yaptıkları iyilikler sayesinde cennetlik olduğu yorumu yapılmıştır. Bazı rüya tabircilerine göreyse, rüyasında Hz. Muhammed’den bir konuda öğüt duyan kimselerin duydukları öğüde doğrudan uymaları gerektiği yorumu yapılmıştır. Özellikle herhangi bir açıdan zor durumda olan ve dualarında Allah’tan yardım dileyen kişilerin bu rüyayı görmeleri, yakın zamanda kendilerine dert ve tasa veren her şeyden kurtulacaklarına delalet sayılmıştır. Rüyada Muhammed Suresi Bu onurlu sureyi rüyasında tamamını yahut birkaç ayetini bir kısmını okuduğunu yahut dinlediğini gören kimse, büyük hayır ve bereketlere mazhar olur biçiminde yorumlanmıştır. Ünlü düş deyim ve yorumcularının yorum ve görüşleri alttaki şekillerdedir. Rüyada Muhammed Suresi İbn-i Şirin’in yorumu Bu kutsal sureyi rüyasında okuduğunu yahut dinlediğini gören kimse, düşmanlarına galip üstün gelerek Cenap-ı Hakkın sayesinde onları yener ve muzafferiyet elde eder şeklindedir. Rüyada Peygamber Efendimizin Kabrini Görmek
Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada Hapisteki Birinin Geldiğini Görmek Rüyada hapisteki birinin geldiğini görmek alışık olmadığı, bu işe güvenerek aldığı bir borcu ödeyemeyeceğine, uzun uğraşlar ve büyük çabalara rağmen bir türlü aşılamayacağına, rahat ve huzurlu bir hayat süreceğine ve evlat sahibi olacağına, maddi ve manevi olarak büyük bir zarar göreceğine, rızkından olacağına, yolları ayırma ve ilişkileri noktalama yönünde kararlar alınacağına, tabir olur. Ayrıca rüyada hapisteki birinin geldiğini görmek bu sayede sağlığının yerine geleceğine, eğitim ve kariyer konusunda resmi bir kurumla bir proje gerçekleştirileceğine, geçim sıkıntısını da arkasında bırakacağına, işlerini çok iyi bir şekilde idare ederek yakında çok daha iyi bir konuma gelmesini sağlayacağına, girdiği hiçbir işte başarı sağlayamayacağına, hayatı boyunca kazalı, yorumlanır. eskisi gibi kolay şekilde yaşayamayacağına tabir edilir. kötülüklerin kişinin hayatından uzaklaşacağına ve her konuda sınırsız bir şans elde edileceğine delalet eder. iş hayatında ya da sosyal hayatında sıkın tı yaratacak durumlara düşeceğine alamet eder. çok büyük sevinç ve mutluluk yaratacak bir haber alınacağına yorulur. Dini olarak rüyada hapisteki birinin geldiğini görmek tabiri Dini olarak rüyada hapisteki birinin geldiğini görmek kişinin kendi gelişimini destekleyen konulara açık durması ile daha iyi bir kariyer elde edeceğine, rızkının çok daha çeşitli hale geleceğine, maddi ve manevi olarak büyük zararlara uğrayacağına ancak daha sonra çok büyük bir azim ve sabır göstererek bu sorunlardan ve zahmetlerden kurtulacağına ve huzura ereceğine, ummadığınız bir yerden elinize mal geleceğine, huzurlu aile ortamının yaşananlardan dolayı bozulacağına, gönül hoşluğu ve hafifliği içinde bir hayat geçireceğine, her işinde çok büyük kazançlar elde edeceğine, kişinin toplum içindeki saygınlığının artacağına, delalet eder. Psikolojik olarak rüyada hapisteki birinin geldiğini görmek yorumu Psikolojik olarak rüyada hapisteki birinin geldiğini görmek günlerini hastanede geçireceğine, etrafındaki insanlara yardım edeceğine, aile hayatında çok kötü dönemler geçirmesine sebep olacağına, rahatlığının yaşlılığında dahi bozulmayacağına, uzunca bir süre büyük sıkıntılar yaşayacağına, kötü ve tatsız olaylar yaşayacağına, kafa dağıtacak kısa bir izne çıkılacağına ve daha iyi fikirlerle geri dönüleceğine, KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.BAKARA- 153 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ
Rüyada Allah’ı görmek, Benzersiz ve Cisimsiz olan Allah benzeri gibisi dahi yoktur. O birdir ve tektir. O’nun eşi, benzeri ve misli olma ihtimali yoktur. O, hakkiyle işiten, kemâliyle görendir. Allah’ı rüyada görmek, muhtelif cihetlerle tabir edilir. O’nu azamet ve celâliyle keyfiyetsiz, benzeri ve misilsiz olarak gören kimsenin rüyası, hayra delâlet eder. O’nu azamet ve celâliyle keyfiyetsiz, benzersiz ve misilsiz olarak görmek, hayra delâlet eder. Bu rüya, sahibinin dünyada müjdelenmesi, ahireti için de dinin selâmetidir. Bunun hilâfına görülen rüya, sahibinin kötü akıbetine delâlet eder; hassaten Allah Teâlâ onunla konuşmazsa, rüyayı gören hasta ise ölür. Çünkü O Hak’tır, ölüm de haktır. Ehl-i dalâletten birinin bu rüyayı görmesi, hidayete ereceği ile tabir edilir. Çünkü, o kimse Hakkı görmüştür. Mazlum olan birisinin bu rüyayı görmesi, düşmanlarına galip gelmesidir. Allah Teâlâ, öylesine ulu, öylesine azametlidir ki, “O’nun benzeri olmak şöyle dursun, benzeri gibi dahi yoktur. O hakkıyla işiten, kemâliyle görendir.” Eşşuarâ âyet 11 Rüyada Allah’ı görmek, Teşbihsiz Allah Kelâmını duyduğunu gören kimsenin rüyası bidat ile tabir edilir. Bazen, Allah’ın kelâmını işitmek, korktuğu şeylerden emin olma ve arzusuna kavuşmakla tabir edilir. Allah’ı görmeksizin kelâmını duymak; hususiyle Allah tarafından ona vahiy ediliyor ve bu vahiy de duvar arkasından oluyorsa makamının yüksekliğine delâlet eder. Bazen bu rüya bidat ve sapıklığa, bazen da makamının yüksekliğine delâlet eder, husussan o kimseye rüyasında bir elçi gelirse, bazı tabirciler. Allah’ı vasıf edebileceği ve tarif edebileceği bir suretle görenin rüyası karmakarışık ve yalancı bir rüyadır. Çünkü Allah Teâlâ mahlûkatından hiçbirine benzemez ve onlara benzemediği için de mahlûkatı ile kendi arasında ayrım yapılmaz» demişlerdir. Allah Teâlâ’yı dünya gözüyle görmek biz insanlar için muhaldir, hiç mümkün değildir. Rüyada da olsa, Yüce Allah’ı görmek, pek mümkün değildir. Bu nedenle görülen böyle bir rüya pek geçerli değildir. Bazı tabirciler ise Rüyada Allah’ı görmek, bir kimse Allah’ı bir mekânda, herhangi bir surete benzer bir şekilde görse, o kimse Allah Teâlâ hakkında yalan söyleyen veya Allah’a lâyık olmayacak bir şeyi O’na nispet eden kimsedir, demişlerdir. Mezhep imamlarımızdan Ahmed bin Hanbel Rabbini rüyada görmüş ve Rabbine sual etmiş – Ey Rabbim! Has kullarını sana yakın kılan şeylerin en ha yırlısı nedir? Ona Rabbinden şu ferman erişmiş – Ey Ahmet! Benim kelâmımı okumalarıdır. – Anlayarak mı, yoksa anlamayarak mı? – Anlayarak ve anlamayarak. Bu hadise gösteriyor ki, büyükler ve veliler Rablerini bizim kavrayamayacağımız bir keyfiyetle rüyada görebiliyorlar. Zaten rüya istemekle görülmez, insana gösterilir. Rivayet edilir ki Resul-i Ekrem sahabelerine hitaben şöyle buyurmuşlardır – Sizin biriniz rüyasında gördüğü şeylerin en hayırlısı o kimsenin, Allah’ını, Peygamberini ya da Müslüman ana ve babasını görmesidir. Sahabeler – Ey Allah’ın Resulü, dediler. Bir kimse rüyasında Rabbini görür mü? Buyurdular ki – Sultanı görür, Sultan da Allah Teâlâ’dır! Rüyasında Allah Teâlâ’yı azamet ve Celâliyle keyfiyetsiz, benzersiz ve misilsiz olarak gören kimsenin rüyası, her cihette hayra işaretle yorumlanır. Bu rüyayı gören kimsenin dünya hayatında bazı müjdelere ermesi, ahiret hayatı için de dininin selâmetine işaret olarak yorumlanır. Bunun hilâfına görülen rüya, rüyayı gören kişinin kötü geleceğine işaretle yorumlanır. Sapıklıkta dalâlette olan bir kişinin bu rüyayı görmesi, hidayete ereceğine işaretle yorumlanır. Haksızlığa uğrayan mazlum bir kişinin bu rüyayı görmesi, düşmanlarına galip üstün geleceğine işarettir. Cenap-ı Allah’ı mahlukatımdan yarattıklarından herhangi birine benzer haşa bir şekilde gören kimsenin rüyası yalancı bir rüyadır. Bunlar şeytandan gelen hayallerdir. Yalanın yorumu olmaz. Rüyasında Cenâb-ı Allah’a gitmek için göğe çıktığını görmek, doğru bir yolda olduğuna ve hidayete ereceğine işaret olarak yorumlanır. Bir kimse, Rüyasında , Allah Teâlâ’yı azamet ve celâliyle, keyfiyetsiz, benzersiz, misilsiz, mekandan münezzeh olarak görse, rüyayı gören kimsenin gördüğü bu rüyası kendisi için hayra işarettir. Bu rüyayı gören kimse, hayra erer, Cenâb-ı Hakkın, rahmet ve mağfiretine erer. Bu kimse için şefkat, merhamet, selâmet, keramet ve tövbeye mazhariyet gibi yüksek ve ulvî şeylere nimetlere işarettir. Bu rüyayı, büyük kimseler görürse, onlar için izzete ereceklerine işarettir. Gaziler görürse, şehadet mertebesine ereceklerine işarettir. Hapiste olan bir tutuklu görse, hapishaneden kurtulacağına işarettir. Fakir bir kimse görse, fakirlikten kurtulacağına ve zengin olacağına işarettir. Gayr-i Müslim görse, Müslüman olacağına işaretle yorumlanır. Danyal yorumuna göre ise, rüyada Allah’ı görmek, ehl-i iman için kuvvete işarettir, demiştir. Allah’ı gören kimsenin dünyadaki makam ve mevkii gıpta edilecek bir durumda olur. Allah katında iyi bir isim yapmak çok büyük bir kazançtır, denilmiştir. Rüyada Allah’la Konuşmak Rüyada Allah’la konuşmak, Bir kimse görse ki, Allah ile konuşuyor ve O’na bakmaya takat getiriyor, Allah Teâlâ o kimseye merhamet eder ve nimetlerini ona bolca verir. Rüyada Allaha Baktığını Görmek Rüyada Allaha baktığını görmek, Allah Teâlâ’ya baktığını gören kimse ahirette Allah’ı görür. A Rüyada Allaha Misafir Olmak Rüyada Allaha misafir olmak, Allah Teâlâ’ya misafir olduğunu veya nezd-i baride namaz kıldığını görse, Allah’ın rahmeti ile kurtuluşa erer; eğer istiyorsa şahadete, dünya ve ahiret işlerinde arzu ettiği şeye nail olur. Allah’ın kendisine dünya metaından bir şey verdiğini görse, o kimseye belâ ve hastalık erişir. Buna sabrederse ecri büyük, sevabı ve zikri kat kat olur. Rüyada Allah’ın Kendisini Cennete Sokacağını Görmek Rüyada Allahın Kendisini Cennete Sokacağını Görmek, Allah’ın kendisini mağfiret edeceğini ve cennete sokacağım ve bu gibi şeyleri vaat ettiğini görmesi, o kimsenin Allah’ın murakabesi altında bulunduğuna ve ondan korkacağına delâlet eder. Allah Teâlâ’yı görüp de O’na bakmaya takat getiremediğini görmesi yahut sadece arş ve kür sisini görmesi, nefsi için bir hayra geleceğine delâlettir. Fakat O’nu görüp konuşması, bakmaya da takat getirmesi, yahut de O’nu arş ve kürsüsü ile beraber görmesi hayra ve ziyade ilme kavuşacağına alâmettir. Rüyada Allahtan Kaçtığını Görmek Rüyada Allahtan Kaçtığını Görmek, Allah Teâlâ’dan kaçtığım ve Allah’ın da kendisini talep ettiğini görmesi; eğer abid ise ibadet ve taatından tahavvül edeceğine sapacağına, ana ve babası varsa onlara isyan edeceğine ve köle ise efendisinden kaçacağına işarettir. Rüyada Allah ile Arasında Perde Olduğunu Görmek Rüyada Allah ile Arasında Perde Olduğunu Görmek, Allah ile arasında bir perde olduğunu gören kimse büyük günahları işleyerek günahkâr olur. Bir kimse Cenabı Hakkı Celâli ve kendisine gazap eder halde yahut Allah’ın nurunu yüklenmekten âciz olduğunu görse, yahut korksa veya O’nu gördüğünde titrese, ya da Allah’tan kendisini azat etmesini, tövbesini kabul ve mağfiretini istese, bu rüyası küçük ve büyük günaha, bidat ve korkulara delâlet eder. Zat-ı Kibriya’yı perde arkasından gördüğünü görse, dinini güzel yapar ve elinde emanet varsa onu öder ve sultanı kuvvetli olur. Eğer perdesiz görse, o kimse dininde hata sahibi bir kişidir. Cenabı Hakkın kendisine elbise giydirdiğini gören kimseye yaşadığı müddetçe üzüntü, keder ve hastalık erişir. Bu durum da büyük sevabı gerektirir. Allah’ın, bir kimseyi kendi ismi veya başka bir isimle isimlendirdiğini gören kimsenin sözü âli olur ve düşmanlarına galip gelir. Rüyada Allah’ın Kendisi İle Konuştuğunu Görmek Rüyada Allah’ın Kendisi İle Konuştuğunu Görmek, Allah’ın kendisiyle konuştuğunu gören kimsenin rüyası, kendisi için günahlardan kaçındırmaktır. Allah ile konuştuğunu gören kimse çok Kur’an okur. Allah ile konuştuğunu ve kelâmını anladığını gören, sultan ve hâkim tarafından bir söz işitir. Eğer sözünü anlamazsa, sultan ve hâkimin sözünü de o nispette anlamaz. Başını Allah Teâlâ’nın mesh ettiğini ve okşadığım gören kimseye Allah keramet nasip eder ve kendisine yaklaştırır. Ancak, ölünceye kadar başından belâ eksik olmaz. Allah’ı, ana-baba, kardeş ve yakınlardan veya sevdiği birisinin suretinde görse, Cenabı Hak o kimseye ihsan ve ikramda bulunur, fakat o kimsenin, bedenine bir belâ isabet eder de bu belâ sebebiyle ecrini Allah büyük eder. Allah’ın bir mevzie veya bir eve tulu ettiğini yahut bir yere, bir beldeye ve mekâna indiğini görse; o yere ve o mekâna Allah’ın adaleti hâkim olur, Allah’ın izniyle hayır ve ucuzluk çok olur. Eğer bir mekâna celâl ile doğarsa bu, o mekân ve o mevki ve oranın ehli için bir helaktir. Veba, belâ, musibet ve bu gibi şeyler o mekâna isabet eder. Allah Teâlâ’yı gamlı, kederli, hapis ve mahsur kalmış birinin nezdin de yanında olduğunu görmek, feraha kavuşmak ve bu sıkıntıların izalesi ile tabir edilir. Rüyasında Cenâb-ı Allah’ın kendisiyle konuştuğunu gören kimsenin bu rüyası, çok Kur’an-ı Kerim okuyacağına ve günahlardan sakınacağına işaret olarak yorumlanır. Rüyada Allaha Küfretmek Rüyada Allaha Küfretmek, Allah’a küfrettiğini gören kimse, Allah’ın verdiği rızka razı olmayarak küfran-ı nimette bulunur. Bir kimse görse ki, güya Allah’ın huzurunda durup O’na bakıyor; eğer rüyayı gören muttaki kimselerden ise bu rüya onun için hayırlı ve rahmettir. Eğer Salih kimse değilse, bu halinden kaçınması lâzımdır. Allah Teâlâ’ya münacatta bulunduğunu gören kimse Allah’a yakınlaşır ve insanlar tarafından da sevilir. Yine Allah’ın huzurunda secde ettiğini görenin tabiri de aynıdır. Rüyada Allah’ın Gazabını Görmek Rüyada Allah’ın Gazabını Görmek, Allah’ın, kendisine gazap ettiğini gören kimsenin rüyası, ana ve babasının gazap edeceği ile tabir olunur. Ana ve babasının kendisine kızdığını gören kimseye Allah gazap eder. Bir kimse görse ki, Allah ona gazap ediyor, o da yüksek bir yerden düşüyor, duvar üzerine, semaya veya dağ üzerine düştüğünü görse, Allah’ın o kimseye gazap edeceği ile tabir edilir. Bir kimse rüyasında bir tasvir veya bir suret görse, o’na denilse ki, bu suret ve tasvir senin ilâhındır». Yahut bu suretin kendisinin ilâhı olduğunu zannederek O’na ibadet ve secde etse, rüya o kimsenin hak zannettiği bir batıl üzerinde devam etmesi ile tabir olunur. Rüyasında Cenap-ı Allah’ın kendisine gazap ettiğini görmek, anne ve babasına âsi olacağına işaretle yorumlanır. Rüyasında Allah Teâlâ’nın kendisine gazaplı ve azap ettiğini görmek, anne ve babasına asi olacağına işarettir. Çünkü anne ve babaya asi gelen kimseler Allah’ın azap ve gazabına uğrayacaklardır. Allah’ı bir mekânda namaz kılar görse o mekâna ve namaz kılman mevziye rahmet ve mağfiret gelir. Rüyasında Cenap-ı Allah’ı mekandan münezzeh olarak görmek, tüm sevimsizlik Allah’ın sevmediği şeylerden korunmaya emin olmaya, korkulardan düşmanlıklardan, belâ ve kederlerden selâmette olmaya, dünya belâlarından ve ahiret azaplarından emniyet ve selâmette olmaya ve bu rüyayı gören kimsenin selâmette olacağına işarettir. îbn-i Şirin’e göre, bu rüyayı gören kimse, cennete girer. Rüyası, cennete gireceğine, cennetlik olduğuna işaretle tabir olunur, demiştir. Rüyasında Allah’ı mekandan münezzeh olarak görmek, rüyayı gören kimse, diğer insanlar, ,-ilâh yoluna dâvet edici insanları Allah yoluna çağına olarak yaratıldığını bildiren bir işaret olarak yorumlanır. Kendisini Allah Teâlâ’nın kabul ettiğini gören kimse eğer iyi niyet sahibi ve hayırlı bir kişi ise Allah onun taatını, Kur’an ve duasını kabul eder. Eğer iyi ve hayırlı bir kimse değilse bidat sahibi birisidir. Allah Teâlâ’nın kendisini çağırdığını ve kendisi de ona icabet ettiğini gören kimse Allah’ın izniyle Hacca gider. Allah’ın hususi bir mekâna tecelli ettiğini görmek, o yer harap ise imarına, imar edilmiş halde ise harabına, orada yaşayanlar zalim kimseler ise Allah’ın onlardan intikam almasına, eğer mazlum iseler o yerde adaletin ineceğine delâlet eder. Bazen da Allah Teâlâ’yı mekân-ı mahsusta görme rüyası, büyük bir mülk ve o mülkte emirlik yapacak cebbar ve müstebit bir valiye yahut faydalı bir âlime veya ilâç yapmadan haberi olan bir hekime delâlet eder. Rüyada Allahtan Korkmak Rüyada Allahtan Korkmak, Allah’tan korktuğunu gören kimsenin rüyası, itminan ve sükûna, fakirlikten kurtulup zengin olmaya ve rızkının genişliğine delâlet eder. Allah Teâlâ’ya gittiğini gören kimse, doğru yola devamla hidayette daim olur. Allah’ın kendisini tehdit ettiğini ve korktuğunu gören kimse, günah işler. Rüyasında Cenap-ı Allah’tan korktuğunu gören kimse, fakirlikten kurtulacağına ve refah, zenginliğe ereceğine işaret olarak yorumlanır. Rüyada Allaha Sığınmak Rüyada Allaha Sığınmak, Bir kimse rüyasında şeytandan Allah’a sığındığını görse, menfaatle ilim ve hidayetle rızıklanır, düşmanların şerrinden emin, helâl mal ile zengin olur. Eğer hasta ise bahusus sara illetinde olanlar iyilik bulur. Allah’a sığınmak, çok kere hain arkadaştan emin olmaya, necasetten temizlenmeye, küfürden sonra İslâm’ı kabul etmeye delâlet eder. Rüyada Allah’ın Rızasına Uygun Hareket Etmek Rüyada Allah’ın Rızasına Uygun Hareket Etmek, Böyle bir rüya görmek, -iyi arkadaşlarını sevmeye ve kötülerini terk etmeye delâlet eder. Rüyada Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmek Rüyada Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmek, Bir kimsenin rüyada Allah rahmetinden ümidini kesmesi, şirke veya adam öldürmeye delâlet eder. Veya o kimse sakınması gereken bir iş yapar ve neticesi iyi olur. Rüyada Allah’ı Zikretmek Rüyada Allah’ı Zikretmek, Allah’ı Zikretmek Bir kimse, rüyada bir mecliste Kur’an okumak, dua etmek, züht ve takvaya dair kaside okumak gibi zikirullaha devam edildiğini görse, okumanın kıymeti ve sıhhati nispetinde zikrolunan meclis ve yerin iyi bir şekilde tamir olunmasına delâlet eder. Zühde dair okunan kasidenin okuyucusunun sesi nağmeli olur Bir kimse kendisini Allah Teâlâ’yı çok zikrettiğini görse, Allah Teâlâ o kimseyi düşmanları üzerine galip getirir. Fakat, rüyada halk için vaaz ve nasihat etmek ve halkı gafletten uyandırmak gibi şeyleri yapan vaiz ve nasihat verici bir kimse olursa, halkı hata ve günahtan kurtarmasına, eğer ticaretçi olursa, halkı zarar etmekten kurtarmaya ve selâmete eriştirmesine ve menfaatin olmasına delâlet eder. Ehil olmayan kimsenin rüyada halka vaaz ve nasihat ettiğini görmesi, üzüntü, keder ve hastalığa düşmesine ve bundan kurtulması için Allah’a dua etmesine delâlet eder. Zikrinde doğru olan kimsenin rüyada, hikmete dair söz söylemesi üzüntü ve kederden kurtulmasına yahut hastalıktan, üzerinde bulunan borçtan ve sıkıntıdan halâs olmasına delâlet eder. Yahut zalim bir kimseye galip gelip muzaffer olmasına delâlet eder. Eğer sözü yaramaz ve çirkin olursa anlatılan şeyleri o kimse için müşkül olur ve istihza edilip gülünecek bir söz söyler. Rüyasında bir kimse Allah’ı andığını zikrettiğini görse, rüyayı gören kimseye Allah tarafından hayır kapılarının açılacağına, güç zor işlerinin kolaylaşacağına ve belâlardan emin olacağına işaretle yorumlanır. Rüyada Eûzübesmele Çekmek Rüyada Eûzübesmele Çekmek, Ve okuyuşunda yanlışlık yaparsa o yer halkının velayetlerinin kâmil olmadığına delâlet eder. Eğer okunan kaside gazel olursa, o velâyetin batıl olduğuna delâlet eder. Rüyada Allah Yolunda Nöbet Beklemek Rüyada Allah Yolunda Nöbet Beklemek, Rüyada, düşmanın geleceği yerlerde nöbet beklemek taat ve ibadete devama ve Allah’ın emirlerini yerine getirmeye, sünneti seniyyeye uymaya, Allah Teâlâ Hazretleri’nden korkmaya delâlet eder. Bir kimse rüyada kendisinin nöbet beklediğini yahut cihada çıktığını görse, o kimse hayırlı ve doğru yola tâbi olur. Hastanın yahut kaybolmuş kimsenin nöbetten yahut cihattan döndüğünü ve şehrine girdiğini görmesi, hastanın hastalıktan iyileşmesine, kaybolmuş adamın da şehrine dönmesine delâlet eder. Rüyada Allah’ı görmek Rüyada Kar Yağdığını Görmek Rüya Tabirleri Yazımıza Göz Atın.
Home Hafız Bir kimsenin rüyada kendisini hafız olmuş görmesi. dünya ve ahiret arzularına kavuşmaya delâlet eder. Yine rüyada kendini Kur’ân-ı Kerim okur görmek, müjdeye, nimete, hidayet ve selâmete delâlet eder. Rüyada Kur’ân okuyan bir hafızı görmek, muradının incisini elde etmeye işarettir. Yine hafız görmek, duaların kabulüne, dinde salâha ve takvaya alâmettir. Rüyalar ve Yorumları Muabbir Rüyasında hafız gören muradına erer, günahlarından tövbe eder. Rüyasında kendisini hafız olmuş gören kişi dünyevi ve uhrevi bütün arzularına kavuşur ve günahlarından sıyrılır. Hafızı camiye girerken görmek, duaların kabul edileceğine işarettir. Hafızı eve çağırıp ona Kur’ân-ı Kerim okutarak dinlediğinizi görmek, dünya ve ahiret işlerinizin yolunda olduğuna ve Allah’ın bütün dua kapılarını açtığına delalet eder. Rüyaların Anlamı Müslim Rüyasında hafızın sesini duyan kimse, kederden sıyrılır ve huzur hisseder. Hafiz görmek muratla yorumlanır. Rüyada bir hafizi Kur'an okurken gören, çok yakında muradina erer. Hafizi camiye girerken görmek, dualarinin kabul edileceğine işarettir. Hafizi eve çagirtip ona Kuran-i Kerîm okutarak dinlediğinizi gör-mek, dünya ve ahiret islerinizin yolunda olduğuna ve Allah'ın C. C bütün dua kapilarini açtiğına delalet eder. Bazilarina göre; rüyasında bir cami veya mescitte Kuran oku-yan bir hafiz görmek, keder ve sıkıntıdan kurtularak feraha çikmaya işarettir. Kendini Kur'an-i Kerîm'i ezberlemis ve hafiz ol-mus gören, bütün günahlarindan siyrilir. Bir baska rivayete görede Rüyada Kur'ani Kerimi ezberleyen bir hafiz görme rüyasi çok iyi bir rüyadir. Rüyada hafiz görmek, her türlü murada ermeye sıkıntı ve kederden kurtulmaya işaret eder. Kendisinin rüyada hafiz gören kimse, her türlü maksadina erecegi gibi, günahlanndan tevbe edip, Allah'a karsi salih bir kul olacağına Kur'ani Kerimi bilmiyorsa Kur'an okumayi ögrenmeye tabir edilir. Hafizi gören bir insan hafizin okudugunu Kur'ani Kerimden herhangi bir sureyi okudugunu da görürse Kur'an sürelerindeki tabire de bakilmalidir. Bu Rüyanın Anahtar Kelimeleri Hafız
rüyada allah ın sesini duymak diyanet