velayeti annede olan çocuğun babaya gitmek istememesi

nama usaha yang dilakukan seseorang dalam gambar adalah. 1221 Son Güncelleme 1420 Haber Kaynağı AA Anayasa Mahkemesi'nin, boşanan kadınların çocuklarına kendi soyadlarını vermelerinin önünü açan kararının ardından, eşlerinden ayrılan anneler lehine bir karar da Yargıtay'dan çıktı. Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruya ilişkin kararında, çocuğuna kendi soyadını vermek isteyen kadın haklı bulanarak, kadının çocuğuna soyadını verememesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu vurgulanmıştı. Bu kez de Yargıtay, çocuğunun velayetini alan annenin yurt dışına çıkışta boşandığı eşinden izin alma zorunluluğu bulunmadığına karar verdi. "Yurt dışına çıkarması, velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu" İzmir'de eşinden boşanan kadın, velayetini aldığı çocuğuyla yurt dışı gezisine gitmek istedi. Kadın, babasının izni olmadığından çocuğunu yurt dışına çıkaramadı. Boşandığı eşinin çocuğunu yurt dışına götürmesini engellemek isteyen baba, velayet düzenlemesi davası açarak, velayet kapsamında, "yurt dışı gezilerinde baba izninin aranması"nı istedi. Davayı kabul eden İzmir 6. Aile Mahkemesi, velayet şartları arasına "yurt dışı gezilerinde baba izninin aranması"nın da eklenmesine hükmetti. Kararın anne tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşenYargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. İstemin reddedilmesi gerektiği vurgulanan kararda, "Velayet hakkı kendisinde bulunan eşin, velayet hakkını kullanmasının doğal sonucu olarak ortakçocuğu yurt dışına çıkarması, boşandığı eşinin muvafakatine bağlı değildir" hükmüne yer verildi. Velayeti anneye ait olan çocuk ve babanın hakları merhaba, 9 yaşındaki oğlumun velayeti annesinde. mahkemenin belirlemiş olduğu, ayda 2 kere onu görmek ve nafakayı ödemek dışında çocuğumla akşamları telefonla görüşebiliyorum. Bundan başka çocuğum üzerinde hiç bir hak ve yetkim yok. Nerelere gider, hangi kurslara, etkinliklere katılır, geleceği nasıl şekillenir, duygusal ve maddi istekleri nasıl tatmin edilir vs. vs. bu konularda bir tek kelime söyleme hakkım bile yok. Bu çocuğu annesi tek başına mı yaptı veya babasının evinden mi getirdi de benim oğlumla ilgili hiç bir söz hakkım yok???? Adalet vicdanları rahatlatmak için değilmidir bir anlamda??? Babanın çocuğu üzerinde hiç bir hakkının olmadığı bir adalet, bir vicdan olabilir mi?? Bütün duyarlı kişileri ve hukukçuları konu üzerinde düşünmeye çağırıyorum. Hukuki NET Güncel Haber 19-03-2007 130005 Nedir? Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları Ben de 13 yasinda bir kiz cocugu babasiyim ve kizimin velayeti bende. Ben kizimi rahatsiz etmeyen tum haklari annesine veriyorum. Ama elbet ben veriyorum, kanunen cok fazla hakki yok. Dusunuyorum da o bayandan nefret ediyorum. Cok ama cok kotu bir insan oldugu inancindayim. Velayet bende olmasina ragmen yaptiklarini dusunuyorum da cocugumuz onda olsaydi sanirim omrumun sonuna kadar goremezdim. Ama ben ona bunu yapmiyorum. Kizim rahatsiz olmadikca sonsuz hakki var ve ben sadece suistimal gordugumde devreye giriyorum. Diger taraftan toplum yapimizi dusunuyorum ortada bir cocuk var 'onu mu yapalim bunu mu' diye birbirini yiyen iki ebeveynin varliginda birseyler yapilmasini beklerken yitip giden bir cocuk/cocuklar. Yok arkadasim katilmiyorum. Acini ne kadar anliyorum bilemem ama goruslerini paylasmiyorum. Dusun bakalim cocugunuzun yetistirilmesi konusunda esit hakka sahip olsaniz durum benim dedigimden farkli mi olur. Bir arada yasayip ortak gorus uretememekten kaynakli bir bosanma karari almadiniz mi? Siz uyum sagliyamayan bir ciftsiniz ve dogrusuyla yanlisiyla cocuk uzerinde onun iyiligini dusunan tek otorite figuru varligi en dogru olandir. Diger taraftan cocugunuzun gelecegiyle ilgili karar mi almak istiyorsunuz. Oturun annesiyle konusun ve alin. Buna mani olan mi var. Cocuk icin gercekten dogru oldugunda o hanimefendi hayir mi diyecek? Siz ahenkle, karsilikli guvenle ve sorumlulukla cocugunuzu buyuttukten sonra velayetin kimde oldugunun onemi ne? Ama kanun koyucu ve uygulayici 'uyumsuz ciftler varliginda cocugun ne olacagini dusunmek zorundadir'. Bu durumdada cocuk icin en dogru olan taraflardan birinin OTORITE FIGURU OLMASIDIR. Cocugunun gozleri onunde tartismaktan, siddet uygulamaktan, birinin dogru dedigine hayir cocugum annenin/babanin dedigi yanlis boyle yapacaksin demekten hic cekinmeyen milyonlarin yasadigi boyle bir ulkede kanun 'ULKE GENELINE' hitabetmek zorundadir. Kisiye ozel kanun olamaz. Elbet medeniyeti yakalamis kisiler boyle bir kanundan rahatsiz olabilir ama buna da gerek yok ki. Yeterince medeniyet yakalandiginda ayri yasamak sevgiyle, esit sorumlulukla ve soz hakkiyla cocuk yetistirmeye zaten olanak saglar. Taraflar yeterince medeniyse zaten birlikte hareket eder. O zaman velayetin kimde oldugunun onemi ne? Kanunu degil eski esinizle olan iliskilerinizi duzeltin. Bu ideal oldugunda goreceksiniz ki kanun yanlis degil. Kirmizi isikta gecen soforu idam edeceklerine dair kanun ciksa umursama. Ben gecmiyorum ki o zaman o kanundan bana ne? Ben cocugumun gelecegi konusunda katkida bulunmak isteyen anneye kapilarimi sonna kadar acik tutuyorum. Mahkeme ayda 1 goreceksin, 15 tatilin 7 gunu onunla olacak vs. demis bana ne? Ha siz bunu yakaliyamadinizsa kusura bakmayin ama hakimlerimizinsucu ne? Onalrin isi basindan askin bir de sizlere ayri durumdaki couklu ciftlere medeniyet dersi vermeye ne vakitleri ne zorunluluklari var. Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları Sayın aydınlıadam; tam olarak nedir beklentiniz hukuçulardan? Bakın velayete ilişkin hakim karar verirken tarafların taleplerine değil sadece ve sadece çocuğun çıkarlarını dikkate alır. Bu aşamada hakimin verdiği bu karara uymak bir tarafa itibar ederek öncelikle içsel rahatlamanızı yaşamalısınız. Boşanma demek çocugunuzdan kopuk bir hayat yaşamak değildir. Ve asla çocukları ;nefret ve üzüntünüzün kaynağı ve yönünde bulunan eski eş ile olan husumetlere bulaştırmamak gerekiyor. Herakşam arıyor olmanız bir başlangıç, yaş ilerledikçe çocugunuzla gecirecegınız cok anlarınız olacaktır. Boşanma geçirmiş herkese tavsiyem; çocuklarınızın suç makinesine dönmemesini, psikolojik baskı ve hastalıkalr yaşamamasını, iyi bir eğitim ve kariyer yapmasını sağlamak sizlerin elinde. Eski eşinize zerre kadar güvenmeyip sevmeseniz de çocuklarınızın topluma kazanılmış bireyler olarak dönmesi tamamen sizlerin elinde. Evlattan ayrılmak şüphesiz yürek yakıcı, ama sabretmek zorundasınız. Çocuklarınız sizden dünyaya gelmeyi talep etmedi ne de parçalanmış bir ailenin ferdi olmayı. Sonuç olarak; verilen mahkeme kararının üzerine inşa etmek lazım hayatı. Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları Merhaba, aslinda soylenilenler gibi velayetin sahibi olan taraf, velayetin sahibi olmayan tarafa gereken kolayligi saglasa aslinda her sey rahat olacak hem kendisi hem de cocuk icin. Ama goruldugu uzere bu tip durumlarda genelde kolayligi saglayan hep babalar oluyor. Kisaca Babalar cocugun ikisinden oldugunu kabul etmelerine ragmen nedense anneler cocugun tek sahibi olarak kendilerini goruyorlar. istisnalar haric tabi. Sn Aydinliadam'in dusuncelerine katilmamak elde degil. Bunu yasayan bilir inanin. Mahkemenin gorusme icin verdigi sinirli saatlerin haricinde ben de evladimla gorusemiyorum. Eve telefon aciyorum suratima kapaniyor, Cocuga telefon aliyorum telefonu gidip satiyorlar kayboldu diyorlar cocuga. Evladim 15 gun oldu sen beni neden hic aramadin diyorum, baba aramama izin vermiyorlar diyor. Hic umit etmedigin insanlar telefon aciyor aman ne yap ne et cocugun velayetini sen al. cocuk perisan diye. hangi taraftan oldugunu siz tahmin edin. Iste bu ve buna benzer durumlari maaalesef mahkemede anlatamiyorsun ispatlayamiyorsun. Yani ozetle bosanmakla belki erkek kurtuluyor ama cocugu kurtaramiyor, cocuk resmen psikolojik eziyet goruyor, en azindan benim olayimda.. Surekli tahrik var hakaret vari bir seyler yaptirilmaya zorlaniyorsun ama mantik ve sabirla konunun uzerine gittiginde bu yabani durumlara mahal vermiyorsun benim gibi cunku evladini bir de senin uzmeye hakkin yok. Herkese ozellikle evlatlarimiza sabirlar dilerim. Daren Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları magdur babalar danım benim sorum şu sayın eşimle ayrılalı 3 yıl oldu iki ay önce çocuguma verdigim nafakayı artırdım mahkeme yoluyla şimdi ise ben kızımla görüş günlerimizin uzatılması veya yeniden düzenlenmesi için ne yapabilirim kızım 3 yaşında böyle bir dava için bana dilekçe örnegi gönderirseniz çok imkansızlıklarım var fakat evladım için yılmadım yılmıycam teşekkürler... Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları Evet çeken bilir!! Bir an evvel Avrupa ve Amerikada oldugu gibi velayet her iki tarafa da verilmeli Bir taraf diger tarafi çocugu silah olarak veya intikam almak maksadiyla iskence yapmasina engel olunmali bu yönde hukuksal çalismalarin baslatilmasi gerekir bunuda bu konularla iç,içe olan avukatlarin ve pedogoglarin görüsleri alinarak gereken Yasal düzenlemeler yapilmali. Ben Avrupada yasamama ve çocugumun velayetini annesiyle müsterek sahip olmama ramen yinede sorunlar neden bu yönde daha çok hak veriliyor anlamis degilim çocuklari için canini bile veren babalar birkaç kendini bilmez babalar yüzünden çikartilan kati yasalar yüzünden kurunun yaninda yasta yaniyor. Sonrada istenmiyen olaylar yasaniyor bu olaylardan bu kati kanunlari çikaran kanun yapicilari hiç bir sekilde etkilenmiyor kanunu çikarmislar ama bundan çocuk nasil etkilenir iyi niyetli babalar nasil etkilenir hiç düsünmüyorlar. Daha nekadar olaylar yasanmaliki,kanun yapicilarin akillari basina gelsin!! Gaddar annelerin elindeki velayetle bizlere çektirdikleri yeter! aydınlıadam Kardesin yazdigi gibi bu çocuklari tek basina kendileri içinmi yaptilar isteselerde,istemeselerde o çocuklarin yarisi babalarinda hakki. Örneklerini basindanda gördügümüz gibi çocugu sistematik sekilde Babaya karsi yabancilastirma çabalarina giren Annelerin sonu facia ile bitiyor sonunda annesini öldüren çocuklar yetisiyor. Temenim kanun yapicilarin sabit fikirlerini bir yana birakip söyle bir dünyaya ,çevreye baksinlar karar verecek hakimleride zor duruma düsürmiyecek vicdanlari rahat bir sekilde kanunu revisyondan geçirmeleri kanunumuz isviçreden olaylari ve dünya sartlarini göz önüne alarak 1998`de velayet hakindaki kanunda düzenlemeye gidip velayeti gerekli gördügünde veya eslerin anlasmasi halinde her iki tarafa esit sekilde paylastiriyor insallah Türkiyede medeni kanunu örnek aldigi gibi bu düzenlemeyide isviçreden örnek alir. Allah hepimize sabir versin!!! Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları Sayın Daren , Çocuğunuzun kaç yaşında olduğunu öğrenebilirmiyim , bir mahsuru yoksa.. Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları eşimden ayrılalı 4 sene velayeti önce annede idi,fakat toplum norm kurallarına aykırı bir yaşantısı olduğundan dolayı mahkeme bana itiraz ederek yargıtaya baş vurdu. Yargıtay ise yerel mahkemenin kararını onayarak velayeti bana oğlum benim yanımda ve 1 e eğitimci biriyim ve oğlumu topluma en iyi şekilde kazandırmak için uğraşıyorum,ama buna rağmen annesine her gittiğinde her hafta sonu veriyorum çocuk biraz huzursuz bana tekrar velayet davası acmış,buna rağmen ben yapayım yani annesinden benim gibi bahtsız babalar çok ,ama zaman herşeyin ilcıdır. Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları birde şunu dışı bir yaşantısı olduğu ispatlandığı için oğlumu velayeti tarafıma yargıtay kararı ile tekrar dava açıyor velayeti geri hiç bir elle tutulacak suçlaması 7 yaşında ve sannesiyle görüşmesini kesinlikle kısıtlamıyorum,buna rağmen velayet i nez davası açtı ,acaba Re Velayeti anneye ait olan çocuk, babanın hakları sayın Avukatlar bana bir cevap vermediniz nasıl bir yol izlemem gerekli. Bu sayfada bulunan kavramlar velayeti annede olan cocugun babasinin haklari, http velayet annede ise, velayet sahibinin hakları, velayeti anneye verilen çocuğun baba ile görüşmesi, çocuğun velayetini baba nasıl alır, velayet annede ise baba, velayet haklari, velayeti annede olan cocugu baba kac kez gorur, Velayeti anneye ait olan cocugun babanin haklari, velayeti annede olan cocugu babasinin gorme haklari nelerdir, velayeti annede olan cocugu babanin gorme haklari, velayet sahibi annenin hakları, velayeti babada olan cocugun bakilmasindan annenin yasal haklari nelerdir, karar babadayken cocuklar nasil gorunur, velayet davası nasıl kazanılır, Kız çocuğunun velayetini baba nasıl alabilir , cocugun velayeti annede ise baba ne zamanlarda alabilir, Velayeti annede , velayetin anneye verilmis cocugun babasi alma hakki varmi, sekiz yasindaki cocugun velayeti annedeyse bab, velayet anned eyken babasi kac gun gorur, velayet kac yasina kadardir, velayeti olmayan baba cocugu alirsa, cocuk velayeti kac yasinda babaya verilir Forum Benzer Konular Yanıt 13 Son İleti 18-09-2017, 120537 Yanıt 0 Son İleti 11-08-2011, 155211 Yanıt 3 Son İleti 27-11-2007, 215618 Yanıt 0 Son İleti 18-07-2007, 200958 Yanıt 4 Son İleti 09-06-2007, 155408 Yetkileriniz Velayeti annede olan çocuğu baba ne kadar görebilir?Bu konuda tarafların anlaşmaları gereklidir. Örneğin velayeti almayan baba ile çocuk her hafta sonu 1 gün, hafta içi 1 gün, yaz tatilinde 1 ay, bayramlarda 2 gün, yarı yıl tatilinde bir hafta, babalar gününde, hafta sonu yatılı kalarak, vb çocukla olan velayet babaya nasıl verilir?Anne ve babanın evli olmadığı durumda velayet anneye aittir. Velayet anneden alınmışsa ya da annenin küçükonsekiz yaşını doldurmamış, kısıtlıhakkında kısıtlama kararı verilmiş, ölmüş olduğu durumlarda hakim çocuğun menfaatine göre çocuğun velayetini babaya verebilir ya da çocuğa vasiyasal temsilci baba Kaç yaşında çocuğu yatılı alabilir?Boşanmış babaya velayetin verilebilmesi için çocuk, 2 ya da 5 yaş aralığında olabilir. 2 ve 5 yaş dönemi anne ile olan bağlılığın azaldığı bir dönem olduğu için bu dönemde mahkeme baba ile çocuğun kişisel ilişkisinin yatılı olarak kurulmasını davası kac celsede biter?Velayet davasi kac celsede biter? Boşanma davalarının içerisinde görülen velayet davaları, boşanma davasının sonuçlanma, makul süresi olan 449 günlük süre içerisinde boşanma ile birlikte karar baba çocuğu ne kadar gorur?Boşanmalarda babanın çocuğu görme süreleri genellikle ayda iki gün hafta sonuna gelecek şekilde görüşme süresi verilmektedir. … Çocuğun yaşı eğer uygunsa yaz tatillerinde 15 gün ya da bir ay babada kalma süresi tanınmaktadır, ayrıca bu izinleri etkileyen birçok husus bulunmakla birlikte kararı hakim evlenirse velayet babaya verilir mi?Boşanma davalarıyla alakalı en çok cevap aranan sorulardan biri de şu Anne evlenirse velayet babaya verilir mi? Türk Medeni Kanunu 349'uncu maddesine göre anne ya da babanın bir başkasıyla evlenmesi velayetin kaldırılmasını babaya verilirse anne nafaka öder mi?Yargıtay, çocukların velayetinin babaya bırakılması halinde, annenin çocuklar için iştirak nafakasından sorumlu tutulacağına hükmetti. Hukuk Dairesi, velayeti babaya verilen çocuklar için kadının iştirak nafakasından sorumlu olduğuna hükmetti. … VELAYETİ ANNEDE BULUNAN ÇOCUĞUN SOYADININ DEĞİŞMESİ Yargıtay 2. Hukuk Dairesi yakın tarihli kararında; boşanma davası neticesinde, velayeti anneye verilen müşterek çocuğun annenin soyadını taşıyabileceğini, çocuğun üstün yararını ve babanın 3 yıldır çocuğunu görmeye gelmemesini gerekçe göstererek kabul etmiştir. VELAYETİ ANNEDE BULUNAN ÇOCUĞUN SOYADININ DEĞİŞMESİ ANNENİN SOYADINI ALAN ÇOCUK ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI ÇOCUĞUNU GÖRMEYEN BABA Üç Yıldır Çocuğu İle İlişkiye Geçmeyen Baba Dava münhasıran velayet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yöneliktir. Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir. Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, soyadlarının farklı olmasından çocuğun rahatsız olduğunu ve anne ile aynı soyadını taşımak istediğini ileri sürmüş olup, davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, yaklaşık üç yıldır babanın çocuğunu görmeye gelmediğini, çocuğun birlikte yaşadığı anne ile aynı soyadını taşımamaktan rahatsız olduğunu, anne ile aynı soyadını taşımak isteğini sürekli dile getirdiğini, kendisini tanıtırken soyadını annenin soyadı olan “…” olarak ifade ettiğini beyan etmişlerdir. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, az önce açıklanan tanık beyanlarından çocuğun soyadının annenin soyadı olarak değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ KARARI Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü Davacı … tarihli dava dilekçesinde; davalılardan … ile tarihinde kesinleşen kararla boşandıklarını, ortak çocuk doğum tarihli ….`nin velayetinin kendisine verildiğini, okula başlayan ortak çocuğun “….” olan soyadı ile kendisinin evlenmeden önceki soyadı olan “…” soyadlarının farklılığı sebebiyle günlük işlemlerde sorun yaşadığını, çocukla ilgili işlemlerde annesi olduğunu belgelemek için nüfus kayıt örneği ile boşanma ilamını ibraz etmek zorunda kaldığını, davalı babanın ortak çocuğa ilgisiz olduğunu, çocukla uzun süredir görüşmediğini ve nafaka ödemediğini, çocuğun da anne ile çocuğun soyadlarının farklı olmasından rahatsız olduğunu ve anne ile aynı soyadını taşımak istediğini iddia ederek, ortak çocuğun soyadının davacı annenin soyadı olan ” ..” olarak değiştirilmesini talep ve dava etmiş, ilk derece mahkemesi tarihli kararla; “4721 sayılı 321. maddesine göre ana ve baba evli ise çocuğun ailenin soyadını taşıyacağı, “aile” deyiminden babanın anlaşılacağı, çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde anası ile babasının evli olup olmadığına bakmanın gerekeceği, soyadının değiştirilmesi istenen doğumlu …`in doğum tarihi itibariyle ana ve babasının evli olduğu, evlilik birliği içinde doğan çocuğun göre babanın soyadını aldığı, çocuğun soyadı bu suretle belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına dayanarak değiştirmenin Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün olmadığı, çocuğun soyadının ancak ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde kendisi tarafından veya babanın 27. maddesindeki koşulları kanıtlayarak kendi soyadını değiştirmesi halinde mümkün olduğu, bu iki durum gerçekleşmediği sürece çocuğun babanın soyadını taşıması gerektiği…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın anne tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarihli kararı ile “…evlilik birliği içinde doğan çocuğun Türk Medeni Kanununun 321. maddesi uyarınca babanın soyadını aldığı…” gerekçesiyle davacının istinaf talebini esastan reddetmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir. Dava münhasıran velayet hakkına sahip davacı annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yöneliktir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; ortak çocuk A… E…`nin tarafların evlilik tarihinden önce tarihinde doğduğu, tarihinde davalı baba tarafından tanınarak baba ile soybağının kurulduğu, tarafların tarihinde evlendikleri ve tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte ortak çocuk A.. E..`nin velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacı annenin halen velayet hak ve sorumluluğuna sahip olduğu anlaşılmaktadır. Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlât edinme yoluyla da kurulur TMK m. 282. Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi hâlinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tâbi olur TMK m. 292. Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır TMK m. 321. Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilân olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir TMK Soyadı, bireyin yaşamıyla özdeşleşen ve kişiliğinin ayrılmaz bir unsuru hâline gelen, birey olarak kimliğin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri ve vazgeçilmez, devredilmez, kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkıdır. Velayet; ana veya babanın, ergin olmayan çocuklarının veya kısıtlanmış ergin çocuklarının kişi varlığına, malvarlığına ve bu iki husus hakkında onları temsiline ilişkin sahip oldukları hakların ve yükümlülüklerin bütününe denir AKINTÜRK, Turgut Türk Medeni Kanunu Aile Hukuku, İstanbul 2002, s. 400. Velayet, çocuk ergin oluncaya kadar onunla ilgili alınması zorunlu kararları alma hususunda veliye sorumluluk yükler ve onları yetkili kılar. Bu bakımdan modern hukukta velayet, bir hak olduğu kadar aslında çocuğun üstün yararının sağlanması bakımından yetki ve sorumluluk da içerdiğinden, hak ve yükümlülüklerin toplamı olarak kabul edilmektedir. Velayetin nihai amacı, henüz erginliğe ulaşmamış küçüğün, ileride bir yetişkin olarak gelecekteki hayata hazırlanmasını sağlamaktır AKYÜZ, Emine Çocuk Hukuku Çocuk Haklarının Korunması,2012 4721 sayılı Kanun`un velayet hakkına ilişkin 335. maddesinde, ergin olmayan çocuğun, ana ve babasının velayeti altında olduğu, yasal sebep olmadıkça velayetin ana ve babadan alınamayacağı belirtilmek suretiyle evlilik ilişkisi süresince velayet hakkının ve bu kapsamdaki yetkilerin ortak kullanımına işaret edilmiş; 336. maddesinde evlilik devam ettiği sürece ana ve babanın velayeti birlikte kullanacağı, ortak hayata son verilmesi veya ayrılık hâlinde hâkimin velayeti eşlerden birine verebileceği, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde velayetin sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa ait olduğu hüküm altına alınmış, velayet hakkı ve içerdiği yetkilerin kullanımı noktasında da eşlerin eşitliği prensibi yansıtılmaya çalışılmıştır. Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde, velayet hakkı kapsamındaki yetkiler dâhilinde olan çocuğun soyadının belirlenmesi hususunun düzenlendiği tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu`nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin tarihli ve sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı gerekçesinde, kadın ve erkeğin evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslararası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayırım yapılması sonucunu doğuracağı belirtilmek suretiyle itiraz konusu kuralın, Anayasa`nın 10. ve 41. maddelerine aykırı görülmesi nedeniyle iptaline karar verildiği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesi`nin ve 2013/3434 numaralı, tarih ve 2013/9880 numaralı, tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa`nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların güvenilirliği ve istikrarının sağlanmasında, çocuğun ve kamunun açık bir menfaati bulunmakla birlikte, annenin soyadının çocuğa verilmesinin söz konusu menfaatlerin tesisine olumsuz etkilerinin kesin olarak saptanması gerektiğini ve başvurulara konu yargısal uygulamaların ölçülü olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek, eldeki somut olaya benzer nitelikteki başvurulara konu yargısal kararlarda Anayasa`nın 20. maddesi ile birlikte değerlendirilen Anayasa`nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmiş, aynı kararlarında ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesini de kararlaştırmıştır. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararları, soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak, sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesinin saptadığı hak ihlalinin, mahkeme kararından kaynaklandığını belirleyen ve Kuruluş Kanununun 50. maddesinin 2. fıkrasında dayanarak aldığı “ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmasına” ilişkin kararı karşısında, ilk derece mahkemelerinin başvuru konusu somut olay ve kişi bakımından artık başka türlü karar vermesine olanak yoktur. Ne var ki, yukarıda açıklanan velayet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yönelik açılan başkaca davalarda yapılan benzer yargısal kararların, bireysel başvuru konusu yapılması Halinde Yüksek Mahkemece, bundan sonra da hak ihlalinin tespit edileceği ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunun açılacağı da muhakkak gözükmektedir. Anayasanın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Türkiye`nin taraf olduğu eki protokollerin ortak koruma alanında bulunan “temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının” öncelikle genel yargı mercilerinde olağan kanun yollarında çözüme kavuşturulması asıldır. Anayasa Mahkemesi`nin bu kararları kapsamında; “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesinin de irdelenmesi gerekmektedir. Bu ilkenin en genel anlamdaki tanımı, çocuğun yararlarının her zaman ve her koşulda öncelikle korunması olup, çocuk hukukunda karşılaşılan tüm sorunlarda, görevli ve yetkililere yol gösteren, çocuk yararına çözümün tercih edilmesini emreden, zayıfı, güçlüye karşı koruyan en üst ilkedir AKYÜZ, Emine Çocuk Hukuku Çocuk Haklarının Korunması, 2012 s. 10. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt, bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir YÜCEL, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117-137. Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, soyadlarının farklı olmasından çocuğun rahatsız olduğunu ve anne ile aynı soyadını taşımak istediğini ileri sürmüş olup, davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, yaklaşık üç yıldır babanın çocuğunu görmeye gelmediğini, çocuğun birlikte yaşadığı anne ile aynı soyadını taşımamaktan rahatsız olduğunu, anne ile aynı soyadını taşımak isteğini sürekli dile getirdiğini, kendisini tanıtırken soyadını annenin soyadı olan “…” olarak ifade ettiğini beyan etmişlerdir. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, az önce açıklanan tanık beyanlarından çocuğun soyadının annenin soyadı olarak değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır. Tüm bu açıklamalar ışığında; velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği TMK m. 27 dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan sebeple İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin tarihli kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi olan İzmir 8. Aile Mahkemesinin tarih 2017/11 esas, 2017/523 karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de adı geçen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. Y2HD – Boşanma Davası ve Velayet konularında bilgi almak için İletişim kısmında bulunan bilgilerden bize ulaşabilirsiniz. Velayet Sahibinin Çocuğu Göstermemesi Yazar UYAR KABA Kategori Velayet DavalarıVelayet Sahibinin Çocuğu Göstermemesi Evlilik sonlandırılırken hakim çocuklar hakkında velayeti kime vereceği, verilmeyen eşin ise çocukları hangi tarihlerde, hangi günlerde, hangi saatlerde velayeti verilmeyen ebeveynde kalacağı boşanma gerekçeli kararda açık ve anlaşılır olarak yazılır. Boşanma sonrası velayet konusunda şartlarda değişme olması durumunda velayetin…

velayeti annede olan çocuğun babaya gitmek istememesi