prepositions of time konu anlatımı
Sınıf ingilizce Konu Anlatımı; Friendship; Konu: 8. Sınıf İngilizce - Prepositions Of Time (Zaman Belirten Edatlar) Related Topics Konu / Başlatan
Prepositions( Edatlar ) Konu Anlatımı. Edatlar (prepositions), farklı tür ve görevdeki sözcükler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan sözcüklere denir. Edatların tek başlarına anlamları olmadığı gibi, tek başlarına görevleri de yoktur. Ancak diğer sözcüklerle birlikte cümle içinde görev ve anlam edinirler.
Prepositionsof time: at, in, on . Download full-size image from Pinterest . Use at with times of day, including mealtimes, bedtime, etc. at 3 o’clock, at 10.30am, at noon, at dinnertime, at bedtime, at sunrise, at sunset, at the moment . Use in with months, seasons, years, decades, centuries and long periods of time in general
İngilizcesaatler, ingilizce saati söyleme, İngilizce zamanı söyleme resimli anlatım telling the time, saati ifade etme what is the time. İngilizceDilBilgisi.net.
Adjectives& Prepositions ~ İngilizce Konu Anlatımı Mar 21 (3) Mar 20 (2) English Time. Zirve100 Arama Motoru Zirve100 Toplist
nama usaha yang dilakukan seseorang dalam gambar adalah. Prepositions of time Zaman bildiren edatlar On - In - AtHerhangi bir zaman dilimi ve belirli bir vakitten söz ederken, Prepositions of time Zaman bildiren edatlardan yararlanırız. İngilizce'de zaman bildiren edatlar on, in ve at'tir. Türkce'deki karşılıkları da - de , - da dahi anlamında değil In; günün bir bölümü, aylar, mevsimler ve yıllar ile kullanılır. Örnekleri the morning sabahleyin ...I always get up late in the morning. Ben, sabahleyin daima geç kalkarım.Hakan doesn't walk the dog in the morning. Hakan, sabahleyin köpek gezdirmez.In the afternoon öğleden sonra ...Sally usually helps her mother in the afternoon. Sally, genellikle öğleden sonra annesine yardım eder.Students do their homework in the afternoon. Öğrenciler, öğleden sonra ödevlerini yapar.In the evening akşamleyin ...You often chat on the Net in the evening. Sen akşamleyin sık sık internette sohbet edersin.She never eats a lot in the evening. O, akşamleyin asla çok yemek yemez.In August March ağustos mart ayında ...The Browns usually go on a holiday in August. Brown ailesi genellikle ağustos ayında tatile çıkarlar.Schools in Turkey always open in September. Türkiye'deki okullar daima eylül'de açılır.In winter summer kış yaz mevsiminde ...The children make a snowman and play snowballs in winter.Çocuklar, kış mevsiminde kardan adam yapar ve kar topu oynar.Hans goes to the seaside and swims in summer.Hans, yazın deniz kenarına gider ve yüzer.In 2015 1995 2015 1995 yılında ... Hakan will be twenty-one years old in 2015. Hakan, 2015 yılında yirmibir yaşında olacak.The Second World War broke out in 1939. İkinci dünya savaşı, 1939 yılında patlak verdi.In the holidays tatilde tatil boyunca ...Sue usually takes guitar and dance lessons in the holidays.Sue, tatillerde tatiller boyunca gitar ve dans dersleri alır.Children play football and fly kites in the holidays.Çocuklar, tatillerde tatiller esnasında futbol oynar ve uçurtma uçurur.2 On; günler, hafta içi ve belirli tarihleri ifade ederken kullanılır. Örnekleri Mondays pazartesilernde ...Do you have a big breakfast on Mondays? Sen, pazartesi günleri iyi bir kahvaltı yapar mısın?My father usually eats fish on Fridays. Babam, cuma günleri genellikle balık yer.On Sunday mornings / afternoons / evenings pazar sabahları öğleden sonraları ...My father always wakes up very late on Sunday mornings. Babam, pazar sabahları daima geç kalkar.My sister usually goes out with her friends on Friday evenings.Kız kardeşim, cuma akşamları genellikle arkadaşlarıyla dışarı çıkar.On weekdays hafta içinde hafta içi günlerde ...Your mother usually goes to work by her car on weekdays.Annen, hafta içinde genellikle işe arabası ile gider.They work from eight to six on weekdays.Onlar, hafta içinde sekizden altıya kadar çalışır.On 21st April 9th November 21 Nisan'da 9 Kasım'da ...You will give a birthday party on 21th April.Sen, 21 nisanda bir doğum günü partisi vereceksin.She was born on 10th July. O, 10 temmuzda doğdu.On my / his birthday benim, onun, vb. doğum günümde ...Suna gets a lot of presents from her friends and her relatives on her birthday. Suna, doğum gününde arkadaşlarından ve akrabalarından pek çok hediye alır.I will cut my birthday cake on my birthday.Ben, doğum günümde doğum günü pastasını keseceğim.3 at; saat, yemek zamanı, kesin bilinen veya kabul edilmiş zaman dilimlerini anlatırken kullanılır. Örnekleri seven six o'clock saat yedide altıda ...I usually have breakfast at home at seven o'clock.Ben, genellikle saat yedide kahvaltı ederim.She always has lunch at school at twelve o'clock. O, daima okulda saat onikide öğle yemeği yer.at the moment şimdi, şu anda ...You are cooking meals at the moment. Sen, şimdi yemek pişiriyorsun.at present şimdi, şu anda ...They are playing football at present. Onlar, şimdi futbol oynuyor.at midnight gece yarısında ...Your grandma always goes to bed at midnight.Senin büyük annen, daima gece yarısında yatmaya gider.at night geceleyin ...You usually play computer games at night.Sen, genellikle geceleyin bilgisayar oyunları oynarsın.at midday gün ortasında, öğle vaktinde ...I usually get to home to have lunch at midday.Ben, genellikle gün ortasında öğle vaktinde eve gelir ve öğle yemeği yerim.at the weekend hafta sonunda ...I often have a picnic with my family at the weekend.Ben, hafta sonunda sık sık ailemle piknik yaparım.at Christmas Noel'de; at Easter Paskalya'da; at New Year yeni yılda; at breakfast kahvaltıda; at lunch time öğle yemeği zamanı; at dinner akşam yemeği zamanı vb. gibi zaman dilimleri de bu gruba edilecek çok önemli bir nokta da Tomorrow yarın, now şimdi, yesterday dün gibi zaman zarfleri yalın olarak cümlede yer alır.Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce'ye aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur ... Bu İngilizce konu anlatımı 48,652 kez Defne 17 Mayıs 2017 2326Sınavdan 100 aldım cokkkkk Güzel sorular eda 7 Nisan 2017 1301Thank you Şeyma n. 17 Mart 2017 1128Ellerinize sağlık çok güzel olmuş havva i. 4 Ocak 2017 2152thank you Efe G. 18 Kasım 2016 1102ÇOK GÜZEL ,KONUYU BİR TÜRLÜ ANLAYAMAMIŞTIM YAZILIYA SON 1 SAAT KALA ANLADIM ÇOK TEŞEKKÜRLER EMEĞİ GEÇEN HERKESİN ELLERİNE SAĞLIK Doğukan e. 8 Kasım 2016 2057Allah razı olsun Ellerinizi sağlık çok teşekkürler yağmur 7 Kasım 2016 2027thank you bence çok güzel... Seviyor 1 Kasım 2016 1744Çok güzel saolunnnnnnnnnnnnn... se m. 29 Ekim 2016 1716teşekkürler çokkkk işime yaradı hazırlayanların ellerine saglık nisa 21 Ekim 2016 1951OK YARARLİ EMEGİ GECEN HERKESİN ELİNE SAGLİK Akif s. 26 Mayıs 2016 1203Adamsiniz çok iyi açıklamalı aslı e. 13 Nisan 2016 1848çoooooooooooook güzel süper Ejder f. 6 Nisan 2016 1945Bence tam anlatamamis dislike isimsiz i. 30 Mart 2016 2206teşekkürler,sınavda bu tür soruları doğru yaptım ancak yinede '45' aldım aybuke a. 20 Mart 2016 1852GERCEKTEN İSİME YARADİ TESEKKURLERR Beyza' n. 20 Mart 2016 1159Çok isime yaradı gerçi kara k. 13 Mart 2016 1145çok faydalı oldu bana emegi geçenlere allah razı olsun Şeyda 9 Mart 2016 1915Good good very good yasmin 7 Mart 2016 1238very goooooood Alperen 5 Ocak 2016 2114Inşallah yazılıma katkı sağlar ama iyiye benziyor. Teşekkürler nisa 5 Ocak 2016 1928çok güzel olmş sağoln Beril a. 4 Ocak 2016 2029Dont worry ceylann p. 30 Aralık 2015 0026Thank you very good; Hasan Ş. 22 Aralık 2015 1127Gerçekten çok kurma ödevım fiilleri bulmakta zorlanıyordum. THANK YOU!!! özlem_hemşire 21 Aralık 2015 1926gerçekten çok teşşekkür ederim herşey için ; Twitter K. 16 Aralık 2015 2217Çok başarılı teşekkürler. 9E 19 Kasım 2015 2034Cok tesekurler Furkan b. 19 Kasım 2015 1849Guzel olmusss mihri d. 15 Kasım 2015 1534iyi pek birşey anlamadım sanane 10 Kasım 2015 2056Çokkk Tşkler işime çok yaradı emeği geçenlere cokk tşkler yağmur 22 Mayıs 2015 2202çok teşekkürler sevgi . 12 Mayıs 2015 1915saolun çok thank you Batuhan T. 11 Mayıs 2015 2039Yarın ing sınavı var hadi bakalım Sınıf 7 Mayıs 2015 2054Çok işime yayadı MENDUH T. 3 Mayıs 2015 1940GERÇEKTEN ÇOK GÜZELDİ aysun 29 Mart 2015 2100Thank you melek 27 Mart 2015 1848tesekkur ederız alison 25 Mart 2015 1718Thanks it's Good idea!- MURAT K. 8 Şubat 2015 2018THANK YOU Can Y. 13 Ocak 2015 2139COK YARARLİ EMEGİ GECEN HERKESİN ELİNE SAGLİK
ÖNCEKİ KONU İngilizce Vahşi Hayvanlar Wild Animals Slaytı SONRAKİ KONU İngilizce Saat Kaç What time is it Zamanlar Slaytı
INGILIZCE VERBS AND PREPOSITIONS – FIILLER VE EDATLAR – TÜRKÇE KONU ANLATIMI It is a good idea to learn the prepositions that go with particular verbs as you learn them. Öğrendikçe belli fiiller ile uyumlu olan edatları öğrenmek iyi bir fikirdir. Examples Örnekler dream about – What did you dream about last night? rüya görmek – Dün gece ne hakkında rüya gördün? listen to – What radio station do you usually listen to? dinlemek – Genelde hangi radyo istasyonunu dinlersin? talk about – What do you talk about with your friends? hakkında konuşmak – Arkadaşların ile ne hakkında konuşursun? wait for – I’m waiting for a bus. beklemek – Otobüsü bekliyorum agree with – Do you agree with me? hemfikir olmak -Benimle hemfikir misin? write to – I am writing to my mother. birisine yazmak – Anneme yazıyorum think of – What do you think of this book? hakkında düşünmek – Bu kitap hakkında ne düşünüyorsun? think about – I’m thinking about travelling next year. tasarlamak – Gelecek sene seyahata çıkmayı tasarlıyorum argue with – I often argue with my father. birisiyle tartışmak – Babam’la sıkça ile tartışırım speak to – I spoke to my boss this morning. birisiyle konuşmak – Bu sabah patronum ile konuştum travel to/by – I travel to Australia by plane. bir yere/bir şey ile seyahat etmek – Avustralya’ya uçak ile seyahat ediyorum go on – She’s going on a tour of Istanbul. gitmek – O bir İstanbul turuna gidecek return to – He returned to the UK last month. bir yere geri dönmek – Geçen ay Birleşik Krallığa geri döndü pay for – He paid for the car in cash. bir şey için ödemek – Araba kazası için nakit ödedi look for – I’m looking for a job. aramak – Bir iş arıyorum sell to/for – We sold our house to an English family for $600 000. birine stamak/şu kadara – Biz eski evimizi $600 000’a bir İngiliz aileye sattık look out of – If you look out of the window you can see my new car. bir yerden dışarı bakmak – Pencereden dışarı bakarsan, yeni arabamı görebilirsin spend on – They spend $200 on transport every month. bir şeye harcama yapmak –Her ay nakliye için $200 harcıyorlar fly to – He is going to fly to Paris tomorrow. bir yere uçmak – Yarın Paris’e uçacak
Prepositions edatlarİsimler veya zamirlerden önce kullanılan kısa sözcüklerdir. Konum bildirirler. Bu bölümde en çok kullanılanlarını göreceğiz. 1 at -de, -da, yanında, yanına… The girls are at the door. Kızlar, kapıdalar yanındalar. The boy-student is at the blackboard. Erkek öğrenci, yazı tahtasının yanında. The passengers are waiting at the bus-stop. Yolcular, otobüs durağında bekliyorlar. The children are at school. Çocuklar, okuldalar. 2 on -nin üzerinde, üstünde… The blackboard is on the wall. Yazı tahtası duvarda duvarın üzerinde. Mary is sleeping on her bed now. Mary, şimdi yatağında yatağının üzerinde uyuyor. The books are on the table. Kitaplar, masanın üzerinde. The apples on the plate. Elmalar, tabakta. 3 in içinde, içine; -de… The oranges are in the basket. Portakalllar, sepette sepetin içinde. I have fiiled some cola in the bottle. Ben, şişeye şişenin içine biraz kola koydum. There is some milk in the glass. Bardakta bardağın içinde biraz süt var. I am in the classroom. Ben, sınıftayım sınıfın içindeyim. 4 by ile, vasıtasıyla; yanında, yakınında… Hakan usually goes to work by a car. Hakan, işe genellikle otomobil ile gider. They have travelled by plane. Onlar, uçak ile seyahat ettiler. Orhan is going to come home by his bicycle. Orhan, bisikletle eve gelecek. He was standing by the window. O erkek, pencerenin yanında duruyor. 5 under -in altında … The dog was sleeping under a tree. Köpek, bir ağacın altında uyuyor. The ball is under the table. Top, masanın altında. The mechanic is under the car. Tamirci, otomobilin altında. The cat is under the table. Kedi, masanın altında. 6 near yakın, yakında; yanında… I have parked my car near the bus. Ben, otomobilimi, otobüsün yanına yakınına park ettim. The boys are near the bus. Çocuklar, otobüsün yanında. My home is near the school. Evim, okulun yanında yakınında. The pencils are near the notebooks. Kurşun kalemler, defterlerin yanında. 7 next to bitişik, - in yanında… Osman is sitting next to Ayhan. Osman, Ayhan’ın yanında oturuyor. I parked my car next to your car. Ben, otomobilimi senin otomobilinin yanına park ettim. The library is next to the museum. Kütüphane, müzenin yanında. My home is next to my school. Evim, okulumun yanında. 8 opposite - e karşı, karşısında… The libray is opposite the cinema. Kütüphane, sinemanın karşısında. Suna is walking opposite the museum. Suna, müzenin karşısında yürüyor. My house is opposite your house. Benim evim, senin evinin karşısında. The supermarket is opposite the bank. Süpermarket, bankanın karşısında. 9 over üstünde,- nin üzerinde, yukarısında… The window is over the radiator. Pencere, radyatörün üzerinde. A concorde is flying over my home. Bir concorde uçak, evimin üzerinde uçuyor. The shelf is over the table. Raf, masanın üzerinde. There is a picture over the fireplace. Şöminenin üzerinde bir resim var. 10 towards - e karşı, e doğru… Roy is running towards the school-gate. Roy, okul kapısına doğru koşuyor. Hikmet is driving towards his home. Hikmet, evine doğru araba kullanıyor. The students are walking towards their school. Öğrenciler, okullarına doğru yürüyorlar. Oya walked towards the door. Oya, kapıya doğru yürüdü. 11 below -nin altında, aşağıda… Suna’s home is below Ayşe’s home. Suna’nın evi, Ayşe’nin evinin altındadır. The fireplace is below the picture. Şömine, resmin altında. He lives in the flat below me. O, benim altımdaki apartmanda oturuyor. My book is below your book. Kitabım, senin kitabının altında. 12 above -in üstünde, yukarıda… The chemist’s shop is above the supermarket. Eczane, süpermarketin üstünde. The map is above the blackboard. Harita, yazı tahtasının üstünde. The Picture is above the fireplace. Resim, şöminenin üstünde. The clock is above the picture. Saat, resmin üzerinde. 13 between… and … ve… arasında, … ve …nin arasına … Hülya is is sitting between Özge and Ayça. Hülya, Özge ve Ayça’nın arasında oturuyor. Your bike is between the tree and the house. Bisikletin, ağaç ve ev arasında. The school is between the library and the museum. Okul, kütüphane ve müzenin arasında. His dog is between his car and his bicycle. Köpeği, otomobilinin ve bisikletinin arasında. 14 in front of önü, önüne, önünde … There are two cars in front of my house. Evimin önünde iki otomobil var. My uncle is parking his car in front of his house. Amcam, evinin önüne otobüsünü park ediyor. The concert-hall is in front of the city park. Konser salonu, şehir parkının önünde. The teacher is standing in front of Murat. Öğretmen, Murat’ın önünde duruyor. 15 behind -in arkasında, arkada … The school-bus stopped behind the grage. Okul servis otobüsü, garajın arkasında durdu. Oya is standing behind Suna. Oya, Suna’nın arkasında duruyor. I was sitting behind a big tree. Ben, büyük bir ağacın arkasında oturuyordum. The library is behind the museum. Kütüphane, müzenin arkasında. 16 along boyunca … A dog was chasing a cat along the street. Köpek, kediyi cadde boyunca kovalıyordu. He was walking along the road. O erkek, yol boyunca yürüyordu. There were trees all along the river bank. Nehir kenarı boyunca ağaçları vardı. The cat was running along behind its master. Kedi, sahibinin arkası boyunca koşuyordu. 17 across karşıya, karşıda, öbür tarafta … Orhan can swim across the Bosphorus. Orhan, Boğaz’ın öbür tarafına yüzebilir. The school is across my house. Okul,evimin karşısında. A nurse is walking across the street. Hemşire, caddenin karşısına yürüyor. There is a bridge across the river. Nehrin öbür tarafında bir köprü var. 18 through içinden, arasından, bir yandan öbür yana … You and I walked through the field. Sen ve ben, tarlanın içinden yürüdük. The thief came in through the window. Hırsız, pencereden içeriye girdi.Thames flows through London. Times nehri, Londra’nın içinden geçiyor. Water flows through this pipe. Su, borunun içinden akıyor. 19 into -in içerisine… Hasan got into the bed. Hasan, yatağın içine içerisine girdi. The children are going into the classroom. Çocuklar, sınıfın içine içerisine giriyorlar. You opened the door and walked into the room. Sen kapıyı açtın ve odanın içine içerisine yürüdün. She dived into the water. O kız, suya suyun içine daldı.Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce ve aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur ... Bu İngilizce konu anlatımı 71,969 kez okundu.
prepositions of time konu anlatımı